İş Güvenliği Uzmanlarının Ceza Sorumluluğu

İş Güvenliği Uzmanlarının Ceza Sorumluluğu

Ceza hukuku anlamında bir kimsenin sorumlu olması demek “suç işlediğine dair bir şüphenin olduğu” anlamına gelir. İşte biz bu yazımızda, İş güvenliği uzmanının ceza hukuku açısından hangi hallerde sorumlu olabileceğine değinmek ve bu konuda birkaç hususu dikkatlere sunmak istiyoruz.

Bu yazıyı yazarken, iş güvenliği uzmanının görevlerinin detaylarına ve bunları tek tek belirtmek yoluna gitmeyeceğiz. Zira bu yazı iş güvenliği uzmanı olmuş kimselerce okunmak üzere hazırlandı. Ancak bu yazı ile bağlantılı sorularınızı e-posta aracılığı ile göndermeniz halinde, bildiklerimize yanıt verip, bilmediklerimize de birlikte yanıt aramaya çalışacağımızı da belirtmek isterim.

Bu makalemize yalın bir anlatımı tercih ettik. Kavramlara ve ceza hukukunun çetrefilli konularına girmeden bir iş güvenliği uzmanının faydalanabileceği ve rahatça anlayabileceği bir tarzda meseleyi izah etmeye çalışacağız.

1. İGU’nun Temel Görevleri

İş güvenliği uzmanları, görev yaptıkları işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği koşullarının iyileştirilmesine yönelik tavsiyeleri vermek ve iş yerinde alınmasını gerekli tedbirleri işverene veya işveren vekiline yazılı olarak beyan etmek ile mükelleftir. Bu iş güvenliği uzmanının “Gerçekleştirilmesini isteme yükümlülüğü” kapsamında kalan görevlerini içerir. Bunun birçok çeşidi vardır. Bunların detayını iş güvenliği uzmanları zaten bilinmektedir.

İşveren, iş güvenliği uzmanının yaptığı tavsiye ve tedbirlerin yerine getirilmemesi halinde durumun Bakanlığa bildirilerek konuya çözüm bulunmasının sağlanmakla görevlidir. Bu da iş güvenliği uzmanının “etkin bildirim yükümlülüğü” kapsamındadır. Bunda izlenecek yol, mevzuatta açıkça gösterilmiştir.

Tüm bunların dışında bir de iş güvenliği uzmanının “doğru tespit etme yükümlülüğü” bulunmaktadır. Bu, iş sağlığı ve güvenliği anlamında edindiği bilgilerden yola çıkara teknik bilgisi ile “risk” taşıyan unsurları doğru, yerinde ve amacına uygun biçimde tespit etmesi gerekir.

Her üç yükümlülük de ceza hukuku açısından önem taşır. Her biri farklı tür olduğu için, yükümlülükler yerine getirilince, ceza hukuku sorumluluğunun olma ihtimali (birkaç nadir istisnası olmakla beraber) kalkar.

2. İş Güvenliği Uzmanının Niteliği

Bunda iki temel tartışma vardır; İGU’nun “işveren vekili” olduğu, diğer ise “işveren danışmanı” olduğu yönündedir. İGU’nun işveren vekili görmek, yaşanan olayların tamamından tamamen işveren gibi sorumlu olmasını gerektirir. Bu niteliği, mevcut çalışma biçimi gözetilirse, İGU’ya yüklemek mümkün değildir.

Bazen yargı makamlarının bu hataya düşerek, söylediği, yazılı uyarı yaptığı halde yerine getirilmeyen bir tedbirden dolayı iş güvenliği uzmanının doğrudan iş kazasından sorumlu tutmasının altında yatan mantık hatası da kanaatimizce budur.

İş kanununa göre “İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili” dir (m.2). İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur. İş güvenliği uzmanının bu niteliği haiz değildir. Yönetim niteliğinden ziyade, uzmanın “danışman” olduğu yalnız bu danışmanlığın, kendine özgü bir yanı vardır. 

Nitekim 6331 sayılı Kanunu (İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu) “iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip teknik eleman” (m.3/f) olarak nitelemiştir. Bu da uzmanlık alanına göre “teknik” bir danışman olduğunu gösterir. Bir başka maddedeki, “…İşverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı, görev aldığı işyerinde göreviyle ilgili mevzuat ve teknik gelişmeleri göz önünde bulundurarak iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eksiklik ve aksaklıkları, tedbir ve tavsiyeleri belirler ve işverene yazılı olarak bildirir. Eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesinden, tedbir ve tavsiyelerin yerine getirilmesinden işveren sorumludur. Bildirilen eksiklik ve aksaklıkların acil durdurmayı gerektirmesi veya yangın, patlama, göçme, kimyasal sızıntı ve benzeri acil ve hayati tehlike arz etmesi, meslek hastalığına sebep olabilecek ortamların bulunmasına rağmen işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde, bu durum işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanınca, Bakanlığın yetkili birimine, varsa yetkili sendika temsilcisine, yoksa çalışan temsilcisine bildirilir…” (m.8/2) şeklindeki ifadende anlaşılacağı üzere önce işverene, sonrasında ifa edilmez ise ilgili yerlere bildirim yükümlülüğü getirmektedir. İşverenin uzman niteliği ve yükümlüğünün çerçevesi buradadır. Oluşan sonuca, bu görevleri ve yükümlülüklerine uygun davranıp davranmadığı cihetinden bakılarak yaklaşılmalıdır.

3. Yargının Bakışı

Bu bölümde örnek karar veya olaylar üzerinden meseleye bakmak istiyoruz ki yukarda arz ettiğimiz teorik bilgiler yerli yerine otursun. Ancak ilkin birkaç genel hususu hatırlatmamız gerekiyor. İş güvenliği uzmanının ceza hukuku anlamındaki sorumluluğu için “kusurlu” olması gerekir. Bu da yukarda belirtilenleri ihmal etmek, atlamak, görmezden gelmek gibi davranışlar ile olacaktır. Ancak bunların yanında “davranışı” incelememiz gerekir. Ceza hukuku, yükümlülükleri göz ardı ederek kusurlu olmayı yeterli bulmaz. Buna ek olarak bir zararın oluşması da arar. Yani ortada bir kusur var ama zarar yoksa bir kimseye ceza veremeyiz. Tüm bunlara ek olarak (nirengi noktası olarak altını çizerek arz edelim ki)  zararın, kusurun sonucu olması şarttır. Şöyle ki, iş güvenliği uzmanı görevini eksik yapmış ve bir işçiye eğitim vermemiştir. Ancak işçi bu eğitim eksikliğinden değil kalp krizinden ölmüştür. Bu halde, iş güvenliği uzmanının kusuru ile doğan ölüm arasında bir bağ olmadığı için yine fail olarak iş güvenliği uzmanını suçlayamayız. Yaşanmış olaylarda mahkemenin verdiği kararlardan örnek vermek gerekirse;

  • “Olay tarihinde sanığın katılanın katip sisteminden iş güvenliği uzmanlığı sözleşmelerinin e-imza ile karşılıklı olarak imzalanması gerektiği halde, çalışma yapılan alanda kendisi ile imzalanan sözleşme olmadığına bu nedenle görevli ve yetkili olmadığı bölgeden sorumlu tutulmayacağına ilişkin temyiz itirazlarının reddine hakkında verilen mahkumiyet kararının onanmasına…” (Y12.CD, E.2016/10578, K.2018/8687)

Sonuç

Özetle ceza hukuku açısından temel sorumuz şudur:

  • İş güvenliği uzmanı gerekli özen, ihtimam ve dikkati göstererek işyerinde iş sağ­lığı ve güvenliğine ilişkin tehlikeleri belirlemiş midir?
  • Bunların ortadan kalkması için uzmanlık gerektiren ve bilimsel olarak doğru yani yerinde olan bildirimlerde, uyarılarda bulunmuş mudur?  
  • Ortaya çıkan yaralanma, ölüm gibi suç oluşturan eylemlere dair yukarda sayılan davranışların etkisi var mıdır?

Bu soruların cevabı ve iş güvenliği uzmanının bu doğrultuda yapacağı savunma çok önemli bir noktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.