IGU Tayin Edilmezse N’olur?

IGU Tayin Edilmezse N’olur?

IGU Bulundurmamanın Türleri ve Sonuçları


2012 yılında yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre tüm işverenler iş sağlığı ve güvenliği önlemleri kapsamında yeni bir dönem başladı. Hali hazırda tehlikeli ve çok tehlikeli sınıflardaki 50’den fazla işçisi olan işyerlerinin İGU, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirmesi yapması zaruridir.

50’den fazla çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerlerinin ise henüz İGU bulundurma zorunluluğu 2024 yılı itibarıyla yürürlüğe girecek. Bulundurma zorunluluğu olan iş yerlerinde, görevlendirilmeyen her iş sağlığı ve güvenliği profesyoneli için idari para cezası uygulanması mümkün artık. Ancak bu kurala uymamak sadece idari para cezasını ödemekle kurtulması mümkün olmayan bir durum zira atama yapılmaması işyerlerini farklı yönlerden de sorumlu kılabiliyor.

Bu yazımızda bu duruma değineceğiz ve ana hatlarını aktaracağız.

İGU kimin çalışanıdır?


İş güvenliği konusunda uzman çalıştırmak isteyenler veya bu konuda zorunluluğu olanları temel iki yolu var: Birincisi işyerinde istihdam edilmektir.  İkinci yol ise bir Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri (OSGB) nezdinde çalışmaktır. Bunun dışında ihtimal bulunmaz. Birinci ihtimalde, yani bir fabrikanın, hastanenin, otelin, okulun vb yerde IGU olarak çalışınca iş veren bu yerlerin sahibi olan şirketler veya kişilerdir. Buradaki çalışma biçimi de iki türlü olabilecektir. İlki IGU’nun “iş akdi” kurulmak suretiyle yapılmasıdır. İkincisi ise “danışmanlık” sözleşmesi ile bağ kurulmasıdır. Bu yöntemler birbirinden ayrıdır. Arada iş akdi kurulunca, IGU bir işçi olacak ve ilgili şirketin personeli olarak görev yapacaktır. Bir mesai yapmak, işyerinde sürekli bulunmak gibi yükümlülükleri olacaktır. Şayet danışman olursa, kendisine ödenecek bir maaş değil danışmanlık ücreti söz konusu olacaktır. Burada sürekli bulunma, personel gibi davran yükümlülüğü yoktur. Ancak tüm hal ve şartlarda IGU’nun görev sorumluluğu değişmez.

OSGB’de çalışmak!


Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yetkilendirilen şirketlerdir. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun şirketlere getirdiği işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurma yükümlülüğünü şirketler bunu bir OSGB üzerinden giderebilirler. Burada IGU’nun görevlerine ek olarak OSGB’nin de görevleri olduğunu hatırlatmak yerine olacaktır. Ortak Sağlık Güvenlik Birimi 1) İşçilerin sağlık gözetimi, 2) Çalışma ortamının gözetimi, 3) Eğitim, danışmanlık ve bilgilendirme, 4) İlk yardım ve acil müdahale, 5) Kayıt ve istatistik, görevleri başta olmak üzere buna benzeri diğer birçok görevleri yerine getirmek, kontrol etmek ve yürütmekle yükümlüdür. Ortak Sağlık Güvenlik Birimi çalışma ortamının gözetimi için işyerlerinde sağlık ve güvenlik tehlikelerine karşı yürüteceği her türlü önleyici ve düzeltici faaliyetleri düzenlemek ile mükelleftir.

İşyerinin IGU’su kimdir?


Hali hazırda bu atamalar/görevlendirmeler İSG-Katip üzerinden yapılmaktadır. Buna göre İSG-Katip sisteminde görünen uzman, işyerinin İGU’dur diyebilir. Bilineceği üzere İSG-Katip; Bakanlık tarafından İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatı kapsamında İGU’ların  elektronik ortamda takip edilmesi için Genel Müdürlük tarafından geliştirilen bir uygulamadır. Uygulamadaki veriler aksi ispat edilinceye kadar geçerli kabul edilen bilgilerdir. İSG Katip Sistemi, İSG ile ilgili kurumlar ve Mernis sisteminin birbiri ile eş zamanlı çalışması sayesinde etkileşimli ve bütünleşik raporlama yapılmasına imkan sağlar.

Gerçek Durum


Uygulamada çıkan sorunların birkaç boyutu vardır, ihtimalleri şöyle sıralayabiliriz: 1.İSG Katip’te görünen İGU ile fiiliyatta görev yapan IGU farklıdır. 2.İSG Katip’te IGU görünmekte ancak fiilen görev yapmamakta, sadece “kağıt üzerinde” işler yürütmektedir. 3. İSG Katip’te bir atama yapılmamıştır. “İSG Katip’te görünen İGU ile fiiliyatta görev yapan IGU farklı” olması durumu ile işlerin “kağıt üzerinde” işlerin yürütüldüğü durumda, ortada gerçekle uyumlu bir durum olmadığı için, işveren, işyeri yetkilileri, OSGB yetkilileri ve

fiilen ve resmen görevli IGU’nun idari ve cezai bir takım sorunlar ile karşılaşacağı açıktır. Zira ortada gerçekle uyumlu olmayan veya gerçekte olmaya bir durum olmasına karşın sanki varmış gibi gösterilmektedir. Yazımızın başlığındaki durum ise çok farklı durumlara gebedir. Burada işverenin doğrudan sorumluluğuna gidilecek ve idari yaptırımların yanında tazminat ve ceza sorumluluğu gündeme gelecektir.

İGU’suz işveren doğrudan fail!


Bir Yargıtay kararında şöyle demektedir: “…Şirketin sahibi olup yetkili kişi konumunda bulunan sanığın olayın meydana geldiği inşaat alanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili denetim ve tedbirlerin alınmasının sağlanması için alanında uzman iş sağlığı ve güvenliği uzmanı atamayarak, yine anılan şirkette şantiye şefi olan ve fiilen şantiyede görev yapan inşaat mühendisi sanğın, inşaat alanında alması gerekli tedbir ve önlemleri almayarak, ölüm olayında asli kusurlu olduğuna karar verilmiştir . Yeni tarihli 12. Ceza Dairesi 2020/1132 E., 2021/6384 K. kararına göre,“… Ana İsale Hattı” projesi kapsamında, meskun mahal içinde ilköğretim okulunun yanında yer alan dere içerisine boru döşemek için 19 metre uzunluğunda, 6 metre genişliğinde kepçe ile yapılan kazı sonrası oluşan çukura, 5 yaşındaki S’nin kayıp düşmesi ve suda boğulmaya bağlı mekanik asfiksi ve sonrasında gelişen komplikasyonlar sonucu ölmesi şeklinde gelişen olayda, …“Olay Yeri İnceleme ve Tespit” tutanağında, kazı yapılan ve pis su birikintisinin oluştuğu alanda uyarıcı levha, şerit ve güvenlik önlemlerinin bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmakla, anılan şirketin sahibi olup yetkili kişi konumunda bulunan sanık A’nın olayın meydana geldiği inşaat alanında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili denetim ve tedbirlerin alınmasının sağlanması için alanında uzman iş sağlığı ve güvenliği uzmanı atamayarak, yine anılan şirkette şantiye şefi olan ve fiilen şantiyede görev yapan inşaat mühendisi sanık B’nin, inşaat alanında alması gerekli tedbir ve önlemleri almayarak bir kişinin ölümüne asli kusurlu hareketleri ile neden oldukları” değerlendirilmektedir.

Bu durum hukuk davaları içinde bir emsal niteliği taşır. Bu kimseye ödenecek tazminattan gerekli tedbirleri almamış veya alması için IGU tayin etmemiş kişi veya kişiler sorumlu olacaktır. İdari olarak da Kanunun 6. Maddesine göre öngörülen idari para cezaları ile muhatap olacağı açıktır. 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.